İnsan, sosyal bir varlık olduğu için başkalarıyla iletişim kurma gereksinimi içindedir. O, bu gereksinimini gidermek için dilden yararlanmaktadır. Dil, uzlaşıma dayanan düşünceleri aktarma aracıdır. Düşünceler, dildeki basit yapılardan yararlanılarak aktarılabilecekleri gibi karmaşık yapılardan yararlanılarak da aktarılabilir. Bunlardan birincisine; “hava yağmurludur”, “gökyüzü mavidir”, “kar beyazdır”, “bu öğrenci çalışkandır”, “üzerinde durduğumuz zemin kaygandır”, “Mehmet zekidir”, “Zeynep başarılıdır”, “karşımdaki masa kahverengidir”, “bu madde katıdır”, “bu madde akışkandır” gibi tek yargı içeren anlatımlar örnek verilebilir. İkincisine ise “havanın soğuk olmadığı ve yağmurlu olmadığı sürece dışarı çıkmadığım iddiası doğru değildir”, “hava hem soğuk hem de yağmurludur”, “bu öğrenci çalışmamasına rağmen geçerli not almayı başarmıştır”, “havanın sıcak ve güneşli olması mevsimin ilkbahar ya da yaz olmasını gerektirmez”, “savunma oyuncularının ne oynadıkları ne de karşı takımın oyuncularının oynamasına müsaade ettikleri yanlıştır”, “Meryem hastaneye gittiği halde muayene olamamıştır”, “Sadık evin yolunu hatırlamaması halinde kaybolacaktır” gibi birden fazla yargı içeren anlatımlar örnek verilebilir. Tek yargı içeren anlatımların anlaşılması kolaydır. Çünkü tek yargı içeren anlatımların anlaşılması için gönderimde bulunulanın tespit edilmesi yeterlidir. Oysa birden fazla yargı içeren anlatımların anlaşılması her zaman kolay değildir. Çünkü birden fazla yargı içeren anlatımların anlaşılması için gönderimde bulunulanların tespit edilmesi yeterli değildir; yargılar arasındaki bağlantıların da iyi kavranması gerekir. Bu nedenle, bu tür anlatımlar, bazen yanlış anlaşılabilir. Bu yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için iletişimin taraflarından her ikisinin de dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlar da hem kastedilenin, anlatım kalıplarını doğru kullanarak verilmesiyle hem de verilen mesajın, doğru alınması için yapıların doğru bilinmesiyle ilgilidir. Yapıların doğru bilinmesi ve doğru kullanılması ise önerme eklemlerinin doğru bilinmesi ve doğru kullanılmasına bağlıdır. Önerme eklemleri, önermeleri birleştirmek ya da değillemek için kullanılan eklemlerdir. Zaman zaman bu eklemlerle ilgili bazı mantık yanlışlarının yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmada, bu tür yanlışlara dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Bu doğrultuda; ana önerme ekleminin belirgin olmaması yanlışı, ana önerme ekleminin karıştırılması yanlışı, iki bileşeni iki ya da daha fazla eklemle birleştirme yanlışı, değilleme eklemi üzerinden söylemi uzatma yanlışı, tikel evetleme eklemiyle tekil evetleme ekleminin birbiriyle karıştırılması yanlışı, tümel evetleme ekleminin kullanılan dildeki bazı karşılıklarını bilmemekten kaynaklanan yanlış ve koşul ekleminin kullanılan dildeki bazı karşılıklarını bilmemekten kaynaklanan yanlış üzerinde durulmaktadır. Ana önerme ekleminin belirgin olmaması yanlışının, kullandığımız önermenin türünü net olarak ortaya koyamamakla ilgili olduğuna; ana önerme ekleminin karıştırılması yanlışının, önerme türlerinin tam olarak ifade edilememesi ya da ayırt edilememesiyle ilgili olduğuna; iki bileşeni iki ya da daha fazla eklemle birleştirme yanlışının, bazı önerme eklemlerinin işlevlerinin tam olarak bilinmemesiyle ilgili olduğuna; değilleme eklemi üzerinden söylemi uzatma yanlışının, düşüncelerimizin aktarılmasında, basitlik ilkesinin dikkate alınmamasıyla ilgili olduğuna; tikel evetleme eklemiyle tekil evetleme ekleminin birbiriyle karıştırılması yanlışının, tikel evetleme ve tekil evetleme eklemlerinin işlevlerinin tam olarak bilinmemesiyle ilgili olduğuna; tümel evetleme ekleminin kullanılan dildeki bazı karşılıklarını bilmemekten kaynaklanan yanlışın, bilgi eksikliği nedeniyle tümel evetleme eklemi işlevi gören bazı bağlaçların, tümel evetleme dışında diğer bazı önerme eklemleri olarak alınmasıyla ilgili olduğuna; koşul önermesi ekleminin kullanılan dildeki bazı karşılıklarını bilmemekten kaynaklanan yanlışın da bilgi eksikliği nedeniyle koşul eklemi işlevi gören bazı bağlaçların, koşul önermesi dışında diğer bazı önerme eklemleri olarak alınmasıyla ilgili olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bu şekilde de, önerme eklemleriyle ilgili mantık yanlışlarına düşmekten nasıl kaçınılabileceği gösterilmeye çalışılmaktadır.
As human is a social being, it needs to communicate with others, by using language to meet this need. Language serves as a means of conveying thoughts based on convention. The thoughts can be conveyed to others by making use of simple structures in the language, as well as by making use of complex structures. Expressions that exemplify single judgments typically contain a single judgment which includes the structures such as "the weather is rainy", "the sky is blue", "the snow is white", "this student is a hard worker", "the ground we stand on is slippery", "Mehmet is smart", "Zeynep is successful", "the table in front of me is brown", "this substance is solid", and “this substance is fluid". In contrast, expressions that illustrate complex structures involve multiple judgments which include the structures such as “the claim that I do not go out unless the weather is cold and rainy is not true”, “the weather is both cold and rainy”, “student managed to get passing grades even though he did not study”, "just because the weather is hot and sunny it does not require the season to be spring or summer", “it is wrong that the defensive players neither play nor allow the opposing team's players to play”, “even though Meryem went to the hospital, she could not be examined”, and “Sadık will get lost if he does not remember the way home”. Expressions containing a single judgment are easy to understand. Because, in order to understand expressions containing a single judgment, it is sufficient to determine what is referred to. However, expressions containing multiple judgments are not always easy to understand. Because, in order to understand expressions that contain multiple judgments, it is not sufficient to determine what is referred to; the connections between judgments must also be well understood. Therefore, such expressions can sometimes be misunderstood. In order to avoid these misunderstandings, there are issues that both sides to the communication should pay attention to. These issues are related to both conveying what is meant by using expression patterns correctly and knowing the structures correctly in order to receive the message correctly. Knowing and using the structures correctly depends on knowing and using the propositional connectives correctly. Propositional connectives are the joints used to combine or negate propositions. It is sometimes noticed that some logical errors are made related to these joints. In this context, this study focuses on the following fallacies such as the fallacy of not having a clear main proposition connective, the fallacy of confusing the main proposition connective, the fallacy of combining two components with two or more connectives, the fallacy of extending the discourse over the negation connective, the fallacy of confusing the inclusive disjunction connective with the exclusive disjunction connective, the fallacy arising from not knowing some equivalents of the conjunction connective in the language used, and the fallacy arising from not knowing some equivalents of the conditional connective in the language used. It is emphasised that the fallacy of not having a clear main proposition connective is related to not being able to clearly state the type of proposition used; the fallacy of confusing the main proposition connective is related to the failure to express or distinguish the types of propositions fully; the fallacy of combining two components with two or more connectives is related to the failure to know the functions of some proposition connective fully; the fallacy of extending the discourse over the negation connective is related to the failure to take into account the principle of simplicity in conveying the thoughts; the fallacy of confusing the inclusive disjunction connective with the exclusive disjunction connective is related to the failure to fully know the functions of the inclusive disjunction connective and the exclusive disjunction connective; the fallacy resulting from not knowing some equivalents of the conjunction connective in the language used is related to the fact that some conjunctions that function as conjunction connective are taken as some other proposition connective other than conjunction connective due to lack of knowledge; and the fallacy resulting from not knowing some equivalents of the conditional proposition connective in the language used is related to the fact that some conjunctions that function as conditional connectives are taken as some other proposition connectives other than conditional propositions due to lack of knowledge. In this way, this study tries to show how to avoid falling into logical fallacies related to propositional connectives.